8 Temmuz 2009 Çarşamba

ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM




Zalim Çin' e karşı direnmek bu Müslümanlara düştü ey ümmetim. Kalble buğz etmekte bize.............









































27 Mayıs 2009 Çarşamba

SÖZ MİLLETİNDİR



rahmetle anıyoruz . Millet sizi unutmadı ama katilleriniz yok artık, O gün kaybetmişlerdi bugünde kaybediyorlar.

18 Mart 2009 Çarşamba

18 MART

* “Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin. Aksine onlar diridirler ancak siz fark edemiyorsunuz.” (Bakara, 2/154)

2 Ocak 2009 Cuma

........................ZİRVEDEKİLER.......................


ÖSS-1 testinde başarılı okulların sıralaması şöyle:

Sayısal-1:

1. İzmir Fen Lisesi
2. Ankara Fen Lisesi
3. Aydın Fen Lisesi
4. Denizli Erbakır Fen Lisesi
5. Konya Meram Fen Lisesi
6. Mersin Fen Lisesi
7. Çanakkale Fen Lisesi
8. İstanbul Lisesi
9. Antalya Özel Toros Akdeniz Fen Lisesi
10. Muğla 75. Yıl Fen Lisesi

Sözel-1:

1. İzmir Fen Lisesi
2. Aydın Fen Lisesi
3. İstanbul Fen Lisesi
4. Ankara Fen Lisesi
5. Çanakkale Fen Lisesi
6. Mersin Fen Lisesi
7. Denizli Erbakır Fen Lisesi
8. İzmir Özel Yamanlar Lisesi
9. İstanbul Özel Amerikan Robert Koleji
10. Antalya Özel Toros Akdeniz Fen Lisesi

Eşit Ağırlıklı-1:

1. İzmir Fen Lisesi
2. Ankara Fen Lisesi
3. Aydın Fen Lisesi
4. İstanbul Lisesi
5. Mersin Fen Lisesi
6. Çanakkale Fen Lisesi
7. Denizli Erbakır Fen Lisesi
8. Antalya Özel Toros Akdeniz Fen Lisesi
9. Konya Meram Fen Lisesi
10. Samsun Fen Lisesi

28 Aralık 2008 Pazar

Allah'ın laneti üzerlerine olsun ilanihaye



88. “Kalplerimiz muhafazalıdır” dediler. Öyle değil. İnkârları sebebiyle Allah onları lânetlemiştir. Bu yüzden pek az iman ederler.
89. Kendilerine ellerindekini (Tevrat’ı) tasdik eden bir kitap (Kur’an) gelince onu inkâr ettiler. Oysa, daha önce (bu kitabı getirecek peygamber ile) inkârcılara (Arap müşriklerine) karşı yardım istiyorlardı. (Tevrat’tan) tanıyıp bildikleri (bu peygamber) kendilerine gelince ise onu inkâr ettiler. Allah’ın lâneti inkârcıların üzerine olsun. (bakara süresi)

24 Aralık 2008 Çarşamba

Araştır-ma


Abdülhamid Han’ın petrol haritası
Habire tartışır dururuz ya?Türkiye petrol denizi üzerinde mi?Güneydoğu fokur fokur petrol kaynıyor mu? Türkiye petrol dolu ama yabancılar çıkarmamıza izin vermiyor mu?!

Bütün bu soruların yanıtını biri vermiş zaten... Hem de tam 100 yıl önce. Sultan II. Abdülhamid!

Özelllikle 19. yüzyılın son çeyreğinde, tüm dünyada gündeme gelen ve ne denli önemli olduğu herkesçe kabul edilen petrol araştırmaları için, Abdülhamid Han, olağanüstü çaba harcamış.

Hazırlattığı, ‘tespit haritasında’, Anadolu’nun neredeyse tamamında, yüksek ölçekte petrol rezervi olduğu saptanmış!

Hazine-i Hassa’dan, yani kendi cebinden, parasını ödeyerek yabancı ve yerli mühendislere Musul ve Bağdat havalisiyle, Dicle ve Fırat nehirleri havzasında petrol taraması yaptırdı.

Alman Maden Mühendisi Paul Groskoph ve Habib Necip Efendi’nin başkanlığındaki araştırma birimi, 22 Ekim 1901’de çalışmalarını Abdülhamid Han’a sundu.

Bugüne değin her nedense bir türlü yayınlanmayan bu harita, salt Güneydoğu’nun bilinen noktalarında değil, Hakkari ve Bitlis gibi illerde de petrol bulunabileceğini gösteriyor. Haritayı hazırlayan heyet, Bitlis Suyu denilen çayın kıyısı boyunca, önemli petrol rezervleri saptamış.

Heyet Başkanı Paul Groskoph, petrol noktalarını tek tek tespit ettiklerini aktarırken, izledikleri güzergahı da, ayrıntılı bir biçimde anlatıyor. Petrol havzasını karış karış dolaşan Groskoph, Siirt tarafında ve Dicle Nehri kıyısında zengin petrol rezervleri bulunduğunu vurguluyor.

Güneydoğu Anadolu’nun neredeyse tamamı ve Doğu Anadolu’nun bir bölümünü kapsayan petrol haritası, Diyarbakır, Mardin, Bismil, Hazro Çayı çevresi, Sinan, Batman Çayı çevresi, Dicle Bölgesi, Midyat, Bedran, Tulan, Siirt, Botan Çayı çevresi, Habur, Fındık, Cizre, Bitlis Çayı kıyısı ve Hakkari’de (Çölemerik) çok önemli petrol yatakları bulunduğunu kaydediyor!!

Bu harita sonunda gün yüzüne çıkacak! Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, ‘Osmanlı Döneminde Irak’ adlı kitapta haritayı kamuoyuna sunacak.

Şimdi bu kitap yayınlandığında, göreceğiniz 18 Kasım 1902 tarihli bir belge var! Bu belgeye göre; Musul vilayetindeki petrol madenlerinin imtiyazı Hazine-i Hassa’ya veriliyor, hemen sonrasında da Abdulhamid Han bu imtiyazları maliye hazinesine aktarıyor.

Abdulhamid Han’ın tahttan indirilmesi ve İttihatçıların devlete el koyması sonucu, ne harita kalıyor ortalıkta ne de Musul’daki devlet hakları. Ancak 12 Ocak, 1920’de, maliye hazinesine devredilen padişaha ait mallar, tekrar Hazine-i Hassa’ya geri veriliyor. Hanedan üyelerinin uluslararası mahkemelerde sürdürdükleri, Musul’daki mallarını geri alıp Türkiye’ye devretmeleriyle ilgili davalar hala sürüyor. Bu davaların kimini kazandı hanedan üyeleri... Ama türlü çeşitli, tezgahlar yüzünden mahkeme kararları uygulanmıyor bir türlü!

Size son bir not. Birinci Dünya Savaşı’nda İngilizler Bağdat’ı almak için harcadıkları paranın tam tamına 7 katını Musul’a sahip olmak için harcadılar!

Şimdi, biraz düşünün hele, neden kimileri Güneydoğu’yu cadı kazanı gibi kaynatır da kaynatır... Neden rahat bi soluk aldırmaz Türkiye insanına ki en azından Abdülhamid Han’ın yaptırdığı harita doğru mudur yanlış mı, saptanabilsin!
Aziz ÜSTEL
Star Gazetesi

30 Kasım 2008 Pazar

kriz mi var yoksa karın ağrısı mı ?

Ülkemizde bazı basın yayın organları kriz tellallığı yapıyorlar. Haberleri sunarken ve yayınlarken kriz olmasından dolayı sanki çok mutlular.Haberin veriliş tarzına baktığınız da gazete manşetleri ve haberleri sunan spikerin yüzündeki gülücükler bunu açık olarak ortaya koymaktadır. Acaba bu gazete sahipleri ve gazeteciler başka ülkede mi yaşıyorlar yada bizim bilmediğimiz krizin faydası mı var yoksa birilerinin karnı mı ağrıyor ?